Khibla'ya Güzelleme

2003-12-06

1991’in 21 Mayısı’ydı. Abhazya’nın başkenti Sohum’un eski limanını dolduran binlerce insan, Kafkasya’dan büyük sürgünün 127’nci hüzün yılını anıyordu. Gün batmış, ellerde yanan binlerce mumun yansısı denizde oynaşıyordu. Ve herkesin gözü Karadeniz’in karanlığına asılıydı. Kalabalığın bir adım önünde, denizle karanın kesiştiği yerde, çakıltaşlarının üzerinde bir kız hüzünlü bir şarkı-bir ağıt- söylüyordu. Sesi, yüzyıllık bir şavaşın ve trajik bir sürgünün tüm acısını yüklenmiş gibiydi. Ayakları çıplaktı. Başında siyah bir tül vardı. Adı Khibla idi. Moskova Konservatuarı şan bölümü öğrencisiydi ve henüz 21 yaşındaydı. Şarkısı bittiğinde ışıklı çiçek demetleri bırakıldı denize…   Sonra O’nu 1992’nin 5 Ekim’inde Pitsunda’da gördüm. Abhazya’da şavaş vardı. Khibla büyük konser salonunda Verdi’den, Puccini’den, Bach’dan, Korsakov’dan şarkılar söylüyordu. Hüzünlü, umutlu şarkılardı. Sesiyle savaş yaralarını sarıyor, insanlara umut dağıtıyordu. Radyo bu sesi cephelere taşıdı. Khibla Abhazya’nın Lily Marlen’iydi…   30 Eylül 1993’de savaş bitti. Abhazya harabeye dönmüştü. Ve Hkibla bir kez daha Sohum’daydı. Piyanist Ekaterina Ganelina ile birlikte Abhazya’nın ve Abhazyalı’ların zafer hüznünü paylaşıyordu…   1994’ün 30 Haziran gecesi, dünyanın dört bir yanından gelerek Moskova Büyük Konser Saloun’nu dolduran iki bini aşkın müziksever, yine dünyanın dört bir yanından gelerek Uluslararası Tchaikovsky Yarışması’nda finale kalan 12 Tchaikovsky yorumcusunun nefes kesen yarışmasını izliyordu. Finalistlerden biri de bizim Khibla’ydı. Biz Sohum’da televizyon başındaydık. O sahneye çıkıp şarkısını yorumlarken Abhazya nefesini tutmuştu. Sonuçlar açıklandı. Büyük Ödül O’nundu.   Eski limana inip, O’nu ilk tanıdığım yere, sürgün şarkısını söylediği çakıltaşlarına oturdum. Karadeniz daha ılık ve daha aydınlıktı…"