Geleceğe Dair Umudumuz Eksilmesin

2011-08-03

Sevgili Abhazya’nın Dostları,

Düzenlediğimiz iki etkinliğe dair çok kişiden yazılı ve sözlü kutlama aldık. Hepsine teşekkür ederiz. Nihayetinde bu çalışmalar (teşekkür eden de alan da) hepimizin birlikte kotardığı işler. Bu birlikteliği daha da geliştirip fazlasını yapabiliriz. Yapmalıyız…

Tarih, toplumlara ileriye adım atmaları için ender olarak zaman zaman şans tanır. Abhaz ve Adige halklarının yüzyıllardır ilk kez önemli bir şans yakaladığına inananlardanım. Bunu değerlendirmek bize kalıyor. Ya becerip ileriye hamle yapacağız ya da bu şansın avucumuzun içinden akan su misali heba olmasına seyirci kalacağız. Unutmamak gerekir, burada diyasporaya büyük sorumluluk düşüyor. Tarihin verdiği şansı diyasporanın dinamik gücüyle iyi değerlendiren toplumlar var. İrlanda en iyi örnektir. 1960’lara kadar Avrupanın en yoksulu idiler. Diyaspora kaynaklarını (insan, sermaye, bilgi) kullanarak devlet yapılarını ve ekonomilerini güçlendirdiler, bugün kişi başına gelir bakımından Avrupa ortalamasının üzerine çıktılar. Ya Kırım Tatarlarına ne demeli… Bizimle hemen hemen aynı tarihi süreci yaşadılar, aynı yıllarda nüfuslarının büyük kısmı bizim gibi Osmanlı topraklarına dağıldı. Ve aynı şekilde 1990’lardan itibaren diyaspora-anavatan kucaklaşması yaşamaya başladılar. Bugün Kırım başta Türkiye’dekiler olmak üzere “dışardaki” Tatarların desteği, katkısı ve geri dönüşü ile muazzam atılımlar yaptı. Ha keza Makedonya, Kosova aynı şekilde diyaspora desteği ile toparlanıp gelişiyor… Örnekleri çoğaltabiliriz.

Bunu biz niye yapmayalım, yapamayalım.. . Daha beceriksiz, daha kifayetsiz bir yoplum muyuz?.. Daha mı fazla kimlik kaybına uğradık?. Özümüzü, özgüvenimizi mi yitirdik?.. Nedir eksiğimiz? Abhaz-Adige toplumu cesur, atak, girişken ve kendine güvenen bireylerden oluşuyor. Birey olarak öyleyiz. Belki eksiğimiz, bireysel meziyetlerimizi toplumsal-kollektiv düzeye ulaştırmakta zorlanıyor olmamız. Herşey umutla, taleple ve niyetle ilgilidir. Toplumsal geleceğimiz için birlikte umut etmeyi, talep etmeyi ve niyet etmeyi öğreneceğiz. Diğer halklar gibi… Ve elbette başaracağız.

Bu uzun bir yol. Önümüzde yapacak çok iş var. Bazen kimimiz yorulacak, diğerimiz omuzlayacak. Tek kural, yorulan yorulduğunu bilerek yükü bir başkasına devretmeyi becermeli. Vaktinde ve gerektiğinde taze güce devretmeli. Gençlere devretmeli. Bunun için gençlere güvenmeli. Hiç kuşkumuz olmasın, gençler bu yükü bizden daha iyi ve daha uzağa taşır… Çünkü bilirler, taşıdıkları yük bizatihi Onların geleceğidir…

Abhazya’nın Dostları inisyatifi hepimizin katkıları ile güç buldu. İyi işler yaptı. Son iki etkinlik ufkumuzu genişletti, zenginlik kattı. Önce, dünyanın önde gelen Kafkasya uzmanlarının fikir ve önerilerini paylaştık, asansörün dışında olanları öğrenme şansı bulduk. Sonra, kültürün folklorden ibaret olmadığını, yerelden evrensele çok boyutlu bir yolculuk olduğunu tattık. Hiç kuşkumuz olmasın, Kafkasya kültürel zenginlik (nitelik ve çeşitlilik) bakımından herbirimizin gurur duyacağı evrenselliktedir. Müzikten dansa, tiyatrodan sinemaya, edebiyattan plastik sanatlara her alanda dünya ölçeğinde değerlere sahibiz. Yeter ki, bu zengin kültürel lezzeti keşfetmeye ve tatmaya niyetimiz, talebimiz olsun. Başladık, devamının gelmesi dileğiyle… Geleceğe dair umudumuz eksilmesin.