Ferai Tınç'a Yanıt
2001-10-15
Sevgili Ferai,
Bugunkü köşenizde ‘Gürcistan’ı rahatlatan güvence’ başlıklı yazınızın gerçekleri yeterince yansıtmadığı kanısındayım. Öncelikle, ‘Gürcistan’ın Abhazya’daki Gürcü köylerini korumak üzere harekete geçmesi’ ifadeniz üzücüdür. Hangi bilgi kaynakları sizi bu kadar net ifadelere sürüklüyor. Gürcistan hükümeti ve bakanı, orada olup bitenleri kendi lehine yorumlayabilir. Ama, sizin gibi saygı duyduğumuz gazetecilerin, şüpheli bilgilerle net sonuç çıkarması, hele hele Türkiye’de Gürcistan-Abhazya sorununa duyarlı geniş okuyucu kitlesi bulunan sizin bunu yapması üzüntü vericidir.
Ben şahsen, bu meselede taraf olduğum halde, yazı yazarken Abhazya lehine bu kadar net tanımlamalar yapamıyorum. Lütfen Rusya’ya ilişkin klasik endişeleriniz uğruna Abhazya’yı bu kadar kolay feda etmeyin.
Haklısınız. Bölge şu anda, topyekün savaşa gidecek yeni bir çatışmaya sürüklenmektedir. Ve yine haklısınız, her ülke, hele hele çevresi ile ilgili ihtilafları, hesapları olan her ülke 11 Eylül sürecini ‘hesap görme’ fırsatı olarak görüyor. Sizce Gürcistan’ın böyle bir hesabı olamaz mı? Küçük de olsa böyle bir ihtimal olamaz mı?
Bu meselede aklımın tamamen duygularıma esir olmadığını iddia ederek, gelişmeleri kısaca özetlemek isterim.
- Abhazya, Sovyet öncesi ve sırasında, uluslararası hukuk tarafından tespit ve kabul edilen haklara sahip bir ülke olarak yaşadı. Bugün bu tanımı BM ve AGİT yapıyor. Sovyetler dağılınca Gürcistan önce Güney Osetya’nın haklarını elinden almak istedi. Sonra Abhazya’nın haklarını gaspetmek için 1992’de Abhazya’yı istila girişiminde bulundu. Abhazya’nın konumu, hiçbir şekilde ‘ayrılıkçı’ diye tariflenemez. İsteği ve çabası, uluslararası hukukca tescil edilmiş haklarını savunmaya çalışmaktır. Bu süreçte Abhazya hiçbir şekilde şiddet kullanmamıştır. Bugün etnik şiddet diye tarif edilen şiddetin müsebbibi değil, mağdurudur.
- Abhazya, savaştan sonra BM ve AGİT’in gözetiminde sürdürülen barış sürecinde, altına imza attığı bütün anlaşmalara uymuş ve şartları yerine getirmiştir. Bu konuda eksik ve isteksiz davranan tarafın Gürcistan olduğu, barış süreci devam ederken provakatif saldırılar içinde olan tarafın Gürcistan Yönetimi olduğu, BM ve AGİT açıklamalarında görülür. Ayrıca, Gürcistan’daki sivil toplum kuruluşlarının açıklamaları da dikkate değer. (Son açıklamayı, aşağıda bilgilerinize sunuyorum)
- Rusya’nın Gürcistan’ı kontrol altına almak istediği muhakkaktır. Ancak, Gürcistan-Abhazya sorununa sadece Rusya senaryolarına göre bakmak yeterli değildir. Zaten tek belirleyici faktör bu olsaydı, Gürcistan açısından çözüm kolaydı. Barış sürecinde Abhazya ile anlaşma zemini arardı. Oysa Gürcistan Abhazya ile anlaşmak değil, Abhazya’yı öncekinden daha kolay koşullarda ilhak etmek istemektedir. SSCB’de Özerk Cumhuriyet olan Abhazya’yı ‘otonomi’ ile kendine katmak istemektedir. Bu otonomi’nin de henüz yapılmış bir tarifi yoktur. Abhazya halkı, binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasının, hukuki-idari haklarının Gürcistan tarafından gaspedileceği endişesindedir… Bu haklarının garantiye alınması için çaba göstermesi ve direnmesi, sizce yanlış mıdır?..
- Son olaylara gelince… Çatışmalar, Gürcistan’da hazırlanan 500 kişilik terörist grubun Abhazya sınırını geçerek Kodor bölgesinde terör estirmesi ile başladı. Gelişmiş silah ve techizatla donatılmış bu grubun lideri ve bileşimi dikkate değer. Bir yıl önce Çeçenistan’a zarar verdiği için devlet başkanı Aslan Mashadov tarafından tüm görev ve yetkileri elinden alınmış Gelayev liderliğinde Gürcü, Çeçen, Arap ve Türklerden oluşmuş radikal islamcı bir grup. Bunların Gürcistan’ın Pankiski vadisinden Abhazya’ya geldiği Gürcistan yetkililerince açıklandı ve kabul edildi. Abhazya’ya saldıran ve BM gözlemci helikopterini düşüren bu katil gruptan yakalanan veya öldürülen üyelerinin hepsinden Gürcistan pasaportu ve kimliği çıkıyor. Gürcsitan’ın, bu saldırgan grubu yönlendirmediğini, desteklemediğini ve onaylamadığını varsayalım. O zaman bu grubun, bu hassas dönemde Abhazya’ya girmesine neden izin verdi? Ya da neden bunların etkisizleştirilmesi için çaba göstermedi. Görüştüğünüz sayın bakan bunu nasıl açıkladı bilmiyorum ama, Gürcistan bu grubu, bırakın etkisizleştirmeye çalışmak, havadan ve karadan destekledi. Kimbilir belki de 11 Eylül anaforundan faydalanmak için bu grubu kullanmak istedi.
Özetle, son çatışmaları, ‘Gürcistan’ın Abhazya’daki Gürcü köylerini korumak üzere harekete geçmesi’ diye açıklamak eksik kalıyor. Elbette bir bakanın açıklamalarını dikkate almak gerekir. Ama bırakın onun açıklaması olsun, sizin net sonucunuz değil.
Sevgili Ferai,
Sana bunları yazmaktan nefret ediyorum. Bana yazılsaydı, ben istediğimi yazarım, der geçerdim. Ama senin benden daha hassas ve adil olduğunu düşünerek vaktini aldım. Ve belirtmek isterim ki, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren bu konuda kafanda ‘acaba’ diye karşıladığın bilgi ve değerlendirmeler olursa, sen yine de beni yabana atma.
Seni okumaya devam edeceğiz.
Sevgi ve dostlukla.