Abhazya'nın Dostları Hakkında

2009-10-20

Abhazya halkı ve devleti 5.000 yıllık bir kültürün, 1.500 yıllık bir devletin ve 90 yıllık bir cumhuriyetin mirası ve devamıdır. Abhazya, Gürcistan’ın saldırısı ile yaşanan (14 Ağustos 1992 - 30 Eylül 1993) savaştan buyana fiilen bağımsız bir ülkedir. 15 yıldır Gürcistan’ın baskılarına ve saldırılarına karşı kendini korumakta ve bağımsızlığının uluslararası camiada tanınması için mücadele vermektedir. Abhazya’nın bu mücadelesinde en büyük destek Kuzey Kafkasya’daki kardeş halklar, bunların da içinde yer aldığı Rusya Federasyonu ve büyük bölümü Türkiye’de bulunan Abhaz-Adige diyasporasıdır. Abhazya’nın bağımsızlığı için verilen mücadele, yüzyıllardır savaşlarla ve sürgünlerle yaralanmış bir halkın, tarihi, siyasi ve hukuki hakları gaspedilmiş bir ülkenin özgürlük, barış ve adalet mücadelesidir.

“Abhazya’nın Dostları” bu haklı mücadeleyi desteklemek için oluşturulmuş sivil inisyatif girişimidir; hem Abhaz-Adige diyasporasını nitelik ve nicelik olarak daha etkin şekilde mücadeye dahil etmeyi hem de Türkiye’de ve dünyada özgürlük, barış ve adaletten yana olan herkesin katkısını sağlamayı hedeflemektedir.

“Abhazya’nın Dostları”, Abhazya devleti ve halkının haklı mücadelesine inanan ve destek olmak isteyen herkesin katılımına açıktır. Her katılımcı eşit söz hakkına, yetki ve sorumluluğa sahiptir. Demokratik katılımcılığa dayalı yatay örgütlenme modelini benimser. Karar alma ve uygulama süreçleri, tüm katılımcılara açık ve şeffaftır; tartışma, ikna ve mutabakat prensibine dayalıdır.

Oluşum gerekçeleri

Yüzyılı aşkın bir aradan sonra, asıl itibariyle 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması ile başlayan Abhazya-diyaspora ilişkisi, 1992-93 savaşı ile birlikte hızlı bir süreç yaşadı. Savaşın yarattığı duygusal çoşku ve dayanışma, Abhazya’ya fiili destek sağlamanın ötesinde, toplumsal kimliğini ve bilincini kaybetme eşiğinde bulunan diyasporanın kendini yeniden keşfetmesi bakımından da tarihi fırsat yarattı. Abhazya’nın olağanüstü direnişi, Türkiye’de uzun yıllar ağır asimilasyonun etkisiyle paslanan Çerkes (Abhaz-Adige) kimliği üzerinde pas giderici etki yaptı. Savaşın kazanılması özgüveni artırdı ve toplumun geleceğe dair umut ve beklentilerini yükseltti; Abhazya’nın bağımsızlığı düşüncesi ve diyasporadan “anavatana dönüş” söylemi güç kazandı. Kısa süre içinde Türkiye’den ve Abhaz-Adige diyasporasının yaşadığı diğer ülkelerden yüzlerce kişi “dönüş” yolunu tuttu ve Abhazya’da yeni hayatlar kurulmaya başladı.

Ancak Abhazya, savaşın ağır travmasını atlatmakta zorlandı ve bu travmanın yarattığı başıbozuk ortam dönüçcüleri de hedef alan münferit saldırılara zemin hazırladı. Peş peşe yaşanan olumsuz olaylar dönüş çoşkusunu gölgeledi. Hem Abhazya hem diyaspora bu geçiş dönemini iyi yönetemedi. Savaşla, zaferle yükselen heyecan ve çoşku, uzun soluklu bir mücadele için örgütlenemedi. Ve Abhazya-diyaspora ilişkisi yavaş yavaş irtifa kaybetmeye başladı. 1995’de Abhazya’ya uygulanan ağır ambargoya Türkiye’nin de destek vermesi ve Abhazya’ya gidiş-gelişlerin zorlaşması ilişkiyi daha da zayıflattı.

Bu olumsuzluklar, Türkiye’deki Abhaz-Adige toplumunu din ve resmi ideoloji değerleri içinde “hiza"da tutmak isteyenlerin elini güçlendirdi. Planlı ve sistemli çalışmalarla toplumumuzun Abhazya ilgisi geriletilmeye başlandı. Bu zaman zarfında, her iki tarafta, olumsuz ortamı dönüştürme girişimleri başarılı olamadı. Diyasporada yürütülen çalışmaların güçlendirilmesi, toplumsal katılımın genişletilmesi yönündeki adımlar cılız kaldı. Abhazya- diyaspora ilişkilerini yürütmek ve geliştirmekle yükümlü kuruluşlar (Geriye Dönüş Devlet Komitesi, Dünya Abhaz-Abazin Halkları Kongresi, Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi ve Abhazya Temsilciliği) ihtiyaca uygun olarak re- organize edilemedi, yenilenemedi. Bu arada, Abhazya’da gelişen muhalefetin, Abhazya Temsilcisi ve Komite Yönetimi tarafından diyasporaya “bölücü” ve “hain” olarak lanse edilmeye çalışılması ve 2004 yılında yaşanan seçim krizinin iyi anlatılamaması, olumsuzluklara tuz-biber ekti. Bu seçimde muhalefetin iktidar olması, buna karşın bu muhalefete “bölücü” ve “hain” damgası vurmaya çalışan kişilerin göreve devam etmesi, diyasporada güvensizliği daha da artırdı. Diyaspora-Abhazya ilişkilerini ele geçiren bu olumsuz yapı ve değişime ayak direyen Komite Yönetimi ve Temsilcinin hırçın- hegamon tutumu diyasporayı Abhazya’dan uzaklaştırdı. 2007 yılına gelindiğinde, diyaspora-Abhazya ilişkisi, toplumsal ilgi ve örgütlenme bakımından 1992’nin gerisine düştü.

Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş’ın 17-24 Ekim tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret programı, toplumda olumlu yankı buldu. Hoşgörü işletildi, olumsuzluklar unutuldu ve Sayın Bagapş gelişi için kollar sıvandı. Ancak bu ziyaretin gerçekleşememesi (Gürcistan’ın isteği ile Türkiye engelledi) toplumda hayal kırıklığı ve öfke yarattı. Bu engellemeye karşı oluşan toplumsal tepkinin 20 Ekim’de Uzuncuorman’da yapılan toplantıda toprağa gömülmesi, huzursuzluğu ve umutsuzluğu daha da artırdı.

Oluşum süreci

Özetlenen bu gelişmeler ve 2008’in hemen başında Kosova’nın bağımsızlık sürecinin hız kazanması “Abhazya için ne yapmalı, nasıl yapmalı” arayışını yeniden tetikledi. Abhazya ile ilgili çalışmaların ve örgütlenmelerin topyekün gözden geçirildiği bir süreç başladı. Bu gelişmeler Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi’nin re-organizasyonu ve yenilenmesi beklentisini ve talebini artırdı, nihayetinde Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi tarafından önce 3 Şubat’da genişletilmiş toplantı daha sonra da bir dizi daraltılmış toplantı yapıldı. Bu toplantılarda Komite Yönetiminin yenilenmesi ve toplumu kucaklayacak bir örgütlenme modeline geçilmesi yönündeki istekler- öneriler dikkate alınmadı, statüko devam ettirildi.

Kosova’nın 17 Şubat’ta bağımsızlığını ilan etmesi ve aynı gün Türkiye de dahil birçok ülke tarafından tanınması üzerine arayışlar hızlandı. 6 Mart’ta, sorunları irdeleyen bir ön çağrı kaleme alındı ve ilgili kişilere sirküle edildi. Akabinde 25 Mart’ta, İstanbul’da Abhaz Derneği’nde değerlendirme toplantısı yapıldı ve “Abhazya’nın Dostları” oluştu; ilke/amaçların beyan edildiği kuruluş deklarasyonu yayınlandı. Türkiye’deki Kafkas Dernekleri Federasyonu ile Avrupa’daki Çerkes Dernekleri Federasyonu, bunlara bağlı olan/olmayan çok sayıda dernek, vakıf ve oluşum yöneticileri ve toplum önderleri başta olmak üzere yaklaşık 1.000 kişi bu girişimi destekledi.

Hedefler

“Abhazya’nın Dostları”, öncelikli hedeflerini özetle şöyle sıralandı;

  • Abhazya’nın bağımsızlığının uluslararası camiada tanınması için yürütülen politik/diplomatik çabalara, diyasporadan daha güçlü katılım ve destek sağlamak,

  • Türkiye’de ve dünyada özgürlük, barış ve adaletten yana olan herkesin Abhazya’ya destek olmasını sağlamak,

  • Abhazya ile diyaspora arasındaki ilişkiyi güçlendirmek, geleceği birlikte inşaa edecek ortak kurumsal/siyasal yapıyı oluşturmak,

  • Büyük ölçüde atıl duran diyaspora güçünü mücadeleye katacak toplumsal örgütlenmeyi sağlamak, " Diyasporadan Abhazya’ya nüfus göçünü hızlandırmak,

  • Diyasporadan Abhazya’ya iş güçü ve sermaye akışını hızlandırmak…

  • Abhazya’daki ve diyasporadaki resmi/sivil ilgili tüm oluşumların, aynı hedef için koordineli çalışmalarına önayak olmak; “daha iyi”, “daha doğru” ve “daha güçlü” bir etkileşim ve işbirliği iklimi oluşturmak,

  • Farklı yapıda ve düşüncede olanlar arasında, “ortak amaç için birlikte çalışma” kültürünü geliştirmek.

Üç ana başlıkta (Abhazya’nın bağımsızılığına destek, nüfus göçü ve ekonomik ilişkileri geliştirme) ifadesini bulan bu hedefler, baştan beri diyaspora- Abhazya ilişkisinin temeli ve varlık nedenidir. Uzun yıllar sonra diyaspora ile anavatan arasında yeniden kucaklaşma, kader birliği oluşturma ve geleceği birlikte inşaa etme şansı ortaya çıkmıştır. Bu şans, hem diyaspora için hem de anavatan için altın değerindedir. Unutmayalım ki şans, kullanılırsa değerlidir. Hepimizin (diyasporadakilerin ve anavatandakilerin) kendi kendimize sormamız gereken soru, altın değerlindeki bu şansı yeterince kullanıp kullanamadığımızdır. Geride bıraktığımız 15 yılın toplu muhasebesi, bu sorunun cevabını vermektedir. “Abhazya’nın Dostları” girişimi, sözü edilen şansın daha fazla heba edilmemesi talebiyle ortaya çıkmıştır.

Konumlandırma

“Abhazya’nın Dostları” girişimi, kendisini, halihazırda varlığını sürdüren hiçbir toplumsal örgütlenmenin, hiçbir kurum ve kuruluşun “karşıtı” ya da “alternatifi” olarak konumlandırmamıştır. “Abhazya’nın Dostları”, hiç kimseden ve hiç bir kuruluştan temsil ya da rol çalma niyetinde, isteğinde ya da çabasında değildir. Yapılmadığını ya da eksik kaldığını gördüğü işlerde iyiniyetle, samimi, dürüst ve şeffaflık içinde çalışmaktadır. Abhazya için ve toplumumuz için yapılacak çok iş vardır. Resmi kuruluşların yapacağı işler vardır, sivil toplum girişimlerinin yapacağı işler vardır. Hatta tek tek bireylerin yapacağı işler vardır. Bugün Abhazya’da, merkezi devlet örgütlenmesi ve yerel idari örgütlenmelerin yanısıra çok sayıda sivil toplum örgütlenmesi, girişimi vardır. Bu, dünyanın her ülkesinde ve her toplumunda böyledir ve bugünün toplumsal yaşamı “çeşitlilik” ve “çoklu örgütlenme” ile güçlenmekte ve zenginleşmektedir. “Herşeyi ben bilirim”, “herşeyi ben yaparım” ve “herşeyi ben kontrol ederim” anlayışı günümüz dünyasında geçerli değildir.

Abhazya’nın ve Abhaz toplumunun geleceği meselesi, hepimizin ortak ve yegane meselesidir ve hayatidir. Bu, ne birkaç kişinin tekeline terkedilecek “basit bir lobi faaliyeti"dir ne de “teknik bir uğraş”. Tamamen toplumsaldır ve toplumun katılımı ölçüsünde başarılı olacaktır. Abhazya için verilen mücadelede diyasporanın sahip olduğu yegane etkili güç nüfusudur. Milyonlarla ifade edilen bu güçü kullanamadığımız için Türkiye, Abhazya’ya karşı Gürcistan’ı desteklemeyi sürdürmektedir. Bu destek her geçen gün artmaktadır. Önce politik destek, sonra ekonomik destek, nihayetinde de askeri destek… Gürcistan, Türkiye’den hibe olarak aldığı silahları Abhazya’daki canlarımıza karşı kullanırken, toplumsal tepkimiz “sağduyu” telkinleriyle heba edilerek bastırılmaktadır. “Abhazya’nın Dostları”, toplumun gücü, toplumsal tepkinin sesi olmak için ortaya çıkmıştır.

“Abhazya’nın Dostları”, Abhazya için sürdürülen haklı mücadalenin sathını genişletmek gereğinin bilincindedir. Bunun Abhazlarla birlikte tüm kardeş Kuzey Kafkas halklarının ortak meselesi olduğunu bilerek, dahası bunu dünyada barışa, demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına ve evrensel hukuka inanan herkesi ilgilendiren bir mesele olduğunu dikkate alarak, etkileşimi genişletmeyi ve Abhazya için kardeşliği, dostluğu ve dayanışmayı çokyönlü ve güçlü hale getirmeyi öngörmektedir. Adını da bu öngörüden almaktadır. Hiç kuşku yok ki, Abhazya’nın haklı mücadelesi, kendisine destek veren kardeşlerinin, dostlarının sayısı arttıkça amacına daha çabuk ve daha kolay ulaşacaktır.

Neler yapıldı

“Abhazya’nın Dostları”, oluşumundan hemen sonra aktif olarak çalışmaya başladı. Çalışmalar şöyle özetlenebilir;

  • İstanbul, Ankara ve İzmit’te bilgilendirme toplantıları yapıldı.

  • Basın/medya yoluyla, Abhazya’nın haklı davası için kamuoyu oluşturma çalışmaları hızlandırıldı; Net-tv, Ulusal-tv, TRT-radyo, Düzce Öncü-tv kapsamlı programlar yapıldı. Turkish Daily News’de haber-röportaj yayınlandı.

  • CHP Antalya Milletvekili Tayfur Süner ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras ile görüşülerek Abhazya ile ilgili detaylı bilgi verildi, TBMM’de Abhazya konusunda soru önergesi verilmesi sağlandı.

  • 15 Mayıs 2008’de İstanbul’da Gürcistan Başkonsolosluğu önünde, 21 Mayıs 2008’de de Ankara’da Gürcistan Büyükelçiliği önünde, “Abhazya’ya destek, Gürcistan’a uyarı” eylemi yapıldı. Bu eylemlerde Gürcistan’ın saldırgan politikaları protesto edildi ve diyasporanın Abhazya’nın yanında olduğu mesajı verildi. Her iki eylem basın/medyada geniş yer buldu.

  • Abhazya’nın bağımsızlığını tanınmasını talep eden gazete ilanı verildi. 350 imzalı ilan, 4 Haziran 2008’de Hürriyet Türkiye baskısında ¼ sayfa olarak yayınlandı ve büyük etki yarattı.

  • Abhazya’ya gençlik gezisi organizasyonu; Adapazarı-Hendek-Düzce bölgesinden 20 gencin bir hafta süreyle Abhazya’ya gezileri desteklendi, finanse edildi.

  • Abhazya’nın önde gelen sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve parlamenterlerle İstanbul’da kapsamlı görüşmeler yapıldı ve birlikte çalışma kararı alındı.

  • Abhazya’nın Dışişleri Bakanı Sergey Şamba ile İstanbul’da kapsamlı görüşme yapıldı; Abhazya-diyaspora ilişkilerinin güçlendirilmesi konusunda görüş birliğine varıldı.

  • 17-20 Haziran 2008 tarihlerinde Abhazya’da düzenlenen ekonomi forumuna katılmak ve Abhazya’da iş imkanlarını yerinde incelemek üzere İstanbul Dostluk Kulübü öncülüğünde düzenlenen “Abhazya’ya iş gezisi” desteklendi.

  • Gürcistan’ın G. Osetya’ya yeniden saldırdığı 8 Ağustos (2008)’den itibaren yaşanan sürecin Türkiye ve dünya komuoyuna doğru yansıtılması için büyük çaba gösterildi. Başta Cumhuriyet gazetesi ve ATV muhabirleri olmak üzere çok sayıda gazetecinin bölgeye giderek gelişmeleri yerinde izlemeleri sağlandı. Show tv.’de Ali Kırca’nın özel olarak Abhazya ve G. Osetya’da olup bitenlerin ele alındığı “Siyaset Meydanı” programı yapması sağlandı ve Abhazya ve G. Osetya’nın haklı konumu geniş kesimlere anlatıldı.

  • 26 Ağustos (2008)’de Rusya’nın Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığını tanıması sürecine diyaspora katkısı sağlandı. 14 Ağustos (2008)’den itibaren Rusya Devlet Başkanı D.Medvedev ve Dışişleri Bakanı S. Lavrov’a, Rusya’nın Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığını tanımasını talep eden -Türkiye’den ve diyaspora örgütlenmeleri bulunan diğer ülkelerden- çok sayıda mektuplar ulaştırıldı.

  • Rusya’nın Abhazya ve G. Osetya’yı tanımasının diyasporada çoşkuyla kutlanmasına öncülük edildi. Aynı gün akşam İstanbul’da Abhaz ve Oset bayraklı yüzlerce araçla şehir turu atılması ve Kadiköy meydanında şenlik düzenlenmesi Abhazya’nın Dostları’nın öncülüğünde gerçekleşti. Aynı şekilde 31 Ağustos’ta İstanbul ve Ankara’dan araç konvoylarıyla Düzce’ye düzenlenen bağımsızlık yürüyüşü ve şenliği KAFFED’in de desteği ile gerçekleşen tarihi bir etkinlikti.

  • Kafkas Dernekleri Federasyonu ile birlikte (30 Eylül 2008) Abhazya’da zaferin 15. yıl kutlamalarına katılım için gezi organize edildi. Türkiye’nin çeşitli kentlerinden ve farklı ülkelerden 200’e yakın katılımcı sağlandı. Gezi sırasında AD ve KAFFED’in oluşturduğu heyet Cumhurbaşkanı S. Bagapş, Meclis Başkanı N. Aşuba, Dışişleri Bakanı S. Şamba başta olmak üzere devlet yöneticileri ve farklı kesimlerden sivil toplum öncüleriyle kapsamlı ve çok verimli görüşmeler yatı.

  • Abhazya’ya ulaşım ambargosunun gündeme taşınması için etkin çalışmalar yürütüldü, doğrudan ulaşımın sağlanmasını talep eden imza kampanyası düzenlendi.

  • 31 Mayıs-1 Haziran 2009 tarihlerinde İstanbul’da Bilgi Üniversitesi işbirliği ile “Abhazya’nın Bağımsızlığı; Kafkasya İçin Gelecek Senaryoları” sempozyumu düzenlendi. Dünyanın önde gelen 25 Kafkasya uzmanının katılımı ile gerçekleştirilen bu sempozyum, bugüne kadar diyasporada gerçekleşmiş en kapsamlı ve en nitelikli etkinlik olarak tarihe geçti.Konferans sunumları Türkçe/ingilizce olarak kitap haline getirildi ve 1 ay içerisinde baskıya hazır hale gelecek.

  • 14 Haziran 2009’da Abhazya’nın dünyaca ünlü sanatcısı (soprano) Hibla Gerzmava konseri yapıldı. Medya ve sanat çevrelerinin katılımı ile mükemmel bir organizasyon sağlandı.

  • 15-25 Temmuz 2009 tarihleri arasında Abhazya’da düzenlenen Uluslararası Gençlik Forumu’na (FOROS) Türkiye adına 6 kişilik bir akademisyen-gençlik temsilcisi heyetinin katılımı sağlandı ve finanse edildi.

…Ve karalama çabaları

“Abhazya’nın Dostları” girişimi, yukarıda özetlenen çalışmalarla uğraşırken, kimi çevreler de bu girişimi karalamak üzere işbaşındaydı. Klasik olduğu üzere, “bölücü"lük ve “hain"lik ithamları ile başlatılan ve giderek kişileri hedefleyen şantaj ve tehditlere vardırılan bu karşı kampanyanın kimler tarafından ve ne amaçla yürütüldüğü hepimizin malumudur. Daha önce de, bugün Abhazya’yı yönetenler için aynı ithamlarda bulunarak Abhazya davasına büyük zarar veren bu sorumsuz kişiler, ne yazık ki hatalarından ders alamayacak kadar vizyon, iyiniyet ve adap yoksunudurlar. Şu kadarını söylemekle yetinelim; “Abhazya’nın Dostları” girişimini ve bu girişim içinde yer alan kişileri hedefleyen tüm ithamları, çirkin söz ve imaları sahiplerine iade ediyoruz.

“Abhazya’nın Dostları” girişiminin çok kısa sürede gördüğü büyük ilgi, toplumumuzun Abhazya’ya sahiplenme bilincini, isteğini ve iradesini yansıtmaktadır. Yaratılan heyecan, sinerji ve umut bunu göstermektedir. Bunun dalga dalga büyüyeceğine, uzun süredir hakim kılınan ataletin tamamen bertaraf edileceğine güvenimiz ve inancımız tamdır.